SELİM İLERİ'den şeker gibi bir yazı.
Hüseyin Rahmi'de Alaturka / Alafranga Cumhuriyet/ 18.11.2005
"Hüseyin Rahmi, insanın aczini biliyordu. Alaturka yaşamada da, alafranga yaşamada da.
Birinci Dünya Savaşı'nın amansız koşullarında açlığa sürüklenen Salah Bey, bu, güngörmüş alaturka aile babası, Kaderin Cilvesi'nin kapağında,
kaditi çıkmış, başında fötr şapkası, boynunda çarpık kravatı, sırtında
yıprak ve
etekleri tarazlanmış, rengi atmış pardösüsüyle, harp zengini Şem'i Bey 'in karşısındadır.
Şem'i Bey, harp vurguncusu, şişko, karnının üstünde
sebilhane zinciri altın kordon, başında kürklü kalpak, elinde tuttuğu bankınotları Salah'a gösteriyor.
Bu devirde en kazançlı iş, namus timsali aile yuvanızı randevuevine çevirmektir. Zavallı Salah Bey, pezevenklikte kararsız, gözlüğünün altından, yutkuna yutkuna, bankınotlara bakıyor...
Birinci Dünya Savaşı'nın yıkıntıları üzerine edebiyatımızın sayfaları hayli kısıtlıdır. Kaderin Cilvesi doğrudan doğruya o dönemi deşer. Alt başlığı romanın içeriğine anahtar sayılabilir: Başımıza Gelenler.
Hüseyin Rahmi'nin en güzel eserlerinden biri olan bu roman, yazarın alaturkaya da, alafrangaya da hep iktisadi açıdan yaklaştığını belgeliyor. Geçim derdi yakanıza yapıştı mı, ne alaturkanın, ne alafranganın anlamı kalır, demeye getiriyor.
Hüseyin Rahmi İstanbul'un romancısıydı. İmparatorluk başkentinde
canhıraş kavgaya tutuşmuş alaturka ve alafrangayı gerçekten kavramak isteyenler, onun eserinden yarın da çok yararlanacaklar. "